Başarılı gençlerimize destek olalım. İşte Eastenders’dan tutunda The Bill gibi ünlü TV dizilerinde oynayan Türk genci Diyar, oyunculuğun yanında müzik piyasasına da el atarak kendini kanıtlamak istiyor. “Yeni bir flow” ismiyle ilk albümünü çıkaran başarılı gencimiz Diyar, albümünün yapımcısıda kendisi. Albüm kapağını ise yine bir diğer Londralı başarılı gencimiz Yılmaz Korkmaz yapmış. İngiltere’de televizyonlarında yayınlanan bir çok dizi, televizyon ve reklam filimi dışında çok önemli bazi hollywood filimlerinde küçük rollerde oynayan Diyar’ın müzik üretimindeki amacı ise farklı sesi ve yorumu ile Türkiye’de daha önce yapılmamış olan bu tarzı tüm dünya Türklerine tanıtabilmek ve sevdirebilmektir. Bu tarzın içinde arabesk ve R&B melodi vokalleriyle süslü, belki biraz bozuk ama çok samimi bir Türkçe barındıran Diyar sözlerinde tamamen kendi hayatından anlatımlar yapıyor ve bu tarzıda Diyar Pala isimiyle tüm Türklere duyurmayı hedefliyor.
Diyar Pala kimdir?
1981 londra doğumlu olan Diyar Pala, müziğe genç yaşta başlamıştır. 11 yaşında Türkiye’ye ses okuluna gidip iki sene öğretim görmüştur. Fakat Diyar’ın ilk müzik çalışması ve muziğe atılması 2005’ten itibaren başlamıştır. Şu an halen aralıksız calısmalarına devam etmekte olan Diyar, ilk albümü 2007/2008 yılında çıkarıp profesyonel müzik hayatına atılmak amacıyla yol almaktadır. Diyar sadece müzikle değil aktörlüktede ilgilenmiştir, İngiltere’de televizyonlarında yayınlanan bir çok dizi, televizyon ve reklam filimi dışında çok önemli bazi hollywood filimlerinde küçük roller almıştır.
Albümde yer alan şarkı isimler
01 Yeni Bir Flow
02 Zaman Gelip Geçiyor
03 Biraz Acı Tat
04 Azdıracaksın
05 Hani Hani Nerdeler - Feat Emır
06 Anla
07 Para Bul - Feat Rapangels
08 Bak Şimdi Ne Haldeyim - Feat Cashflow & Domıno
09 Dur Hop Frenle - Feat Patron Flex
10 Ben Bir Sanatçıyım
11 Nerdesin - Feat Claıre
12 Israrcash - Feat Cashflow
13 Kaderim - Feat Zahrıyan & Shaman
Albümde yer alan şarkıların yorumu;
Yeni bir flow
Diyar bir bakıma bu şarkıda kendi hayatını anlatmaya çalışıyor. Kendi hayatını anlatırken de sılaya karşı olan özlemini “ Bir gün dönecem ben vatanıma” dizesinde dile getiriyor. Parçaya girişte 1981 yılında dünyaya gözlerini açarak geldiğini ve bir anda kendini Londra sokaklarında bulduğunu anlatarak başlıyor. Bu demek oluyor ki; bu arada geçen zaman dilimi Diyar’ın hatırlamaması gereken zaman dilimi. Ama yine de geri döneceğini ve bu dönüşün çok farklı olacağını anlaşılıyor şarkılarında. Parçanın ikinci bölümünde topluma seslenerek artık yeni nesli ve bu neslin yaşam tarzını kabul etmelerini istiyor. “ iki kültür arasında büyümek güzel şey” diyerek çok çeşitliliği ve kültür mozağini özümsediğini anlıyoruz. Ömrünün Londra’da geçtiğini ve artık Vatanı olan Türk topraklarına dönmesi gerektiğini anlatıyor. Ne de olsa vatan özlemi yanıyor içinde. Bu dönemeyişini ise “imkan olsaydı gitmiştik çoktan” mısraından anlıyoruz.
Zaman akıp geçiyor
Şarkının adından da anlaşılacağı üzere Diyar burada zaman mefhumu üzerine düşüncelerini aktarmış. “Yeni Bir Flow” daki gibi zamanın hızla tükendiğini ve geriye bakıldığında ise kocaman bir sıfırdan başka bir şey olmadığı görülüyor. Ama bu onu bu aşamada isyankarlık boyutuna ulaştırmıyor. Sabredip Allah’a yakın olunması gerektiği söyleniyor. Tabi bu sabrediş kadere teslim mahiyetinde bir teslimiyetçilik değil. Diyar’a göre insan şansının peşinden koşmalı, ancak bu şekilde başarıya ulaşılır. Son olarak da inandığı yüce varlığa dua ederek bu zaman kadar gülmeyen şansının değişmesini istiyor.
Bıraz acı tat
Hayatında yeni bir sayfa açıldığını ve bu şansı iyi değerlendirmek gerektiğini bizlere söylüyor. Diyar’ın yine geçmişle bir hesaplaşma içine girdiğini görüyoruz. Geçmişe ve geçmişteki yaşanmış olaylara ve insanlara haykırışını görmekteyiz. Hayatını “ bir adım ileriye iki adım geriye / bocaladım durdum hep aynı yerde” dizelerine sığdırarak özetliyor. Şarkını nakarat kısmı yaşadığı acı tecrübelerden ders alınması gerektiğini hatırlatarak geçiyor ve asıl parçanın ana teması burada yatıyor. “biraz acı tat sen de anlarsın” Hep bir Londra’dan ve buranın soğuk ikliminden kaçış anlatılmaya çalışılıyor. Buralarda kalmaması gerektiğini her fırsatta dile getiriyor. Kalırsa da hep içerek o bunalımdan bir süreliğine kurtulmak istiyor.
Azdıracaksın
Sözlerine bakılacak olunursa içindeki cinsellik arzusunu ve o yaş gurubuna dahil insanların devamlı arzuladığı sex güdüsü hat safhadadır. Kendine dokunulmasını ve içindeki canavarın çıkarılmasını istiyor. Karşısında oynanılmasından hoşlanmış görünüyor. Hayattaki bütün sıkıntıları ancak bu şekilde votka içerek ve dans ederek unutabileceğini seziyoruz. Bütün bunların yanında; seçimini o insandan yana kullanıyor. O, diyoruz çünkü ilk dizelerde “ismin neydi unuttum telaştan” diyerek pek önemli olmadığını anlıyoruz. Yani isim değil, cisim önemlidir Diyar için. Yani bedenlerin bütünleşmesi ve arzuların dindirilmesi.
Hanı hanı nerdeler
Kafasında devamlı düşünceler olduğunu ve bu düşünceler onun beynini allak bullak ettiğini anlatıyor. Artık bu bunalımlı ortam isyan etme boyutuna ulaşabilecek bir hal alıyor. Bu bunalımlı atmosferin ancak huzurlu ve mutlu bir yuva kurmak , aradığı insana kavuşmakla çözülebileceğine inanıyor. Nitekim nakarat kısmında zor gününde kimsenin yanında olmadığını ve onu karanlığa ittiğini söylüyor. Ikinci kısımda ise bu isteği netleşerek “yok ki bir madam kollarımda gezeyim” diyerek bu isteğini ete kemiğe bürüyor. Devamlı bir mutsuzluk, devamlı bir umutsuzluk havası şarkının içine sinmiş.
Ararım aşkımı
Kendini kurtaracak aşkına seslenerek “gel” diyor. Geçmiş ancak geçmiştedir. Ileriye beraber adım atalım diyor. Artık tutunacak dalı kalmamış bir serçe gibi yalnız kalışına son vermek için aşkının varlığına ihtiyacı olduğunu söylüyor. Leyla ile Mecnun'a atıfta bulunarak kendini Leyla’nın aşkından ölen Mecnun'a benzeterek aşkını yüceliğini burada gözler önüne seriyor. Bu ayrılık onu ümitsizliğe itmiş anlaşılan. Her şeyin yalan olduğunu ve aşka bir daha yenik düşmeyeceğini söylüyor.
Para pul
Dünyadaki her şeyin parayla döndüğünü ve paranın bizi esir aldığını söylüyor. Lira, Dolar, Euro, Pound diyerek de bu durumu global bir alana yayıyor. Yani dünyanın her yerinde paranın bir güç olduğunu söylüyor. Paranın bir güç olduğu gerçeğini ilk kısımlarda gözler önüne sererek üçüncü kısımda parasızlığa sitemini dile getiriyor ve ne yapıp edip parayı bulacağını anlatıyor. Çünkü Diyar’a göre cebinde parası olmayan insanın toplumda da yeri yoktur. Bunu daha da derinleştirerek “fakirsen seni baban bile tanımaz” diyen insan babasını bile takmaması çok önemlidir onun için. Bunun içindir ki para nerde ise o oraya koşacaktır.
Bak şimdi ne haldeyim
Diyar’ın şikayeti yalnızlıktan. Londra’nın kalabalık sokaklarında yalnız kalışına, etrafında kimsenim olmayışına sitem ediyor. Derdini kimseye anlatamamasında şikayet ediyor. Sıkıntısı öyle boyutlara ulaşıyor ki; kafasında saç kalmadığı gözlerinde ise kanlı yaşlar döküldüğünü söylüyor. Kime söylendiğini ise birinci kısmın sıonunda açıklıyor. Belki de bu sıkıntılar kendini bu yalnızlığa iten sebepler hep Haticenin yüzündendir. Ikinci kısımda ise eleştirisinin boyutları artıyor ve zamana karşı duramayışı söylüyor. Geçen geçmiştir artık ve geriye geçmişten kalan sadece buruk bir mazi ve sıkıntılı bir yaşam kalmıştır.
Dur hep frenle
Diyar’ın şarkıları puzzle’ın parçaları gibi geldi bana. Her bir şarkı bir sonrakinin parçası. Birisi olmadan diğeri tamamlanmıyor. Mizansel o kadar etkileyici ki günümüz gençliğinin aynası.
Önceki sözlerindeki nemli hava yerini güneşli ve açık bir havaya bırakmış. Geçmişi unuturcasına (unutmak istercesine) kendini başka kızların kollarına atmak istiyor. Geçmişi unutmak için bir yerden başlamak gerekir. Diyar bu başlangıcı güzel ve sexy bir kıza kur yaparak geçiriyor. Belli ki kızın alkolden dolayı kafası yerinde. Bu hali ise Diyar’ı deli etmeye yetmiş. Günü beraber geçirip kafasını dağıtmak istiyor. Tıpkı her insan yabanileceği gibi. Böylelikle hayatın bütün gam ve kederinden bir süreliğine uzaklaşacaktır.
Ben bır sanatçıyım
Bu şarkıda kendindeki yeteneğin keşfedilmesi gerektiğini anlatıyor. Bu yaşına kadar hayat çemberin dışına itilmiş. Gerek çevresi gerek ailesi bir türlü onun sanatçı bir kişiliğe sahip olabileceğini kabul etmemiş anlaşılan. Hep arka planda oluşuna, kaderin ona gülmediğine üzülüyor. Artık bir yönetmen çıkmalı ve ondaki bu cevheri keşfetmeli diye düşünüyor. Aslında Diyar’ın şarkılarını bir bütün halinde dinleyince ister istemez sunulmuş olan filmin içindeki oyuncu oluyorsunuz. Diyar gibi siz de her anı dolu dolu yaşıyorsunuz. Babasının ona destek olmayışı onun hoşuna gitmiyor. Sıradan olmaktan hiç haz almıyor. Farklı olmak onun ruhunda var. Seçilmek, beğenilmek, tanınmak için elinden geleni yapıyor. Içindeki o madeni kebapçı dükkanında etler arasında boşa harcamamak istememektedir.
Nerdesin
Diyar geçmişteki sevgililerine sitem ettikçe hayalindeki sevgili oluşuyor. O kusursuz aşkı arıyor. Ama ne yazık ki çevresinde böyle bir kişiye rastlamamış. Hayalindeki sevgilinin ortaya çıkması gerektiğini söylüyor. Bu bunalımlı hayattan bu şekilde kurtulacaktır.
“bana diyorlar bu aşk böyle yürümez” derken yine çevresinden destek alamayışını söylüyor. Ama tüm bunlara rağmen kararının kesinliği gözümüze çarpıyor. Güneş battıkça ve doğdukça, bu şey onda var olacaktır.
Israrcash
Hayatın bütün çilelerine yenik düşmüş bir profil karşımıza çıkıyor. Ömrünün boşa geçtiğinden dem vuruyor. Devamlı aynı yönde dönerek başlangıç noktasına geldiğini anlatıyor. Ama yine de pes etmiyor ve kurtuluşun dini kitaplarda olabileceğini söyleyerek açık bir kapı bırakıyor bizlere. Tabi iki arada kalmış Türk gençliği bu kapıyı ne kadar zorlayabilir. Orası muallakta. Devamlı düşüncelerle boğuşuyor Diyar. Göründüğü gibi bir şeyin olmadığını söyleyen ve ailelerde bile evlat sevgisinin öldüğünü ve yalnızlıkla baş başa kalışını anlatıyor. Tek çare bir sarımlık sigaradır. Içince her şey yolunda, dünyanın dertler unutulmuş. Tıpkı Diyar’ın hayatının silikliği gibi. Hayatın oyunları Diyar’ı yormuştur, bunalmıştır da artık. Kendini sigaraya, ota vererek bu dertlerden kurtulmak istiyor. Ama bu kurtuluş değil, kaçıştır. Dertlerden kaçış…
Kaderim
Diyar’ın şarkıları hayatının bir özetidir aslında. Ailesiyle çevresiyle, inançlarıyla, aşklarıyla hep bir muamma. Bunu şarkılarında anlıyoruz. Çelişkili ifadeler onu devamlı aynı yerde kalmaya mahkum etmiş. Kaderiyle hiç barışık olmamıştır Diyar. Sanki bir el onu tutuyor ve sıkıyor, bir yere kımıldamasını engelliyor. Eline kalem ve aklında ise kaderiyle ilgili bir şey yazacak güç biler yoktur. Bomboş sayfa kalmıştır. Hayatın özetini bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçiriyor. Dostlarının kayboluşu, her şeyin yalan oluşu düşüncelerinde. Bu noktaya ise sadece kendi kendine gelmiştir. Son kısımda ise geçmişini bir viraneye benzetiyor ve bütün hayallerini geleceğe erteliyor.
ONLA RÖPORTTAJ
''Benim istedigim hayat,ailemin tercih ettigindeen her zaman cok farkli oldu.Onların boş işler dediği şey, benim yaşamımın odak noktasıydı,yani müzikti...''
Yeni bir hayat,yeni bir flow
Yaşadıklarını,özlemlerini,aşkını şarkılara dökerek bizlere anlatmayı başaran genç müzisyen Diyar Pala ''yeni bir flow''u gururla sunar. Farklı tarzi ve yepyeni sesiyle müzik dünyasına merhaba diyen Diyar Pala, henüz tamamladığı albümü ile İngiltere ve Türkiye'de kendilerini yeni bir hayatın yeni akışına bırakmak isteyenlerin sesi oluyor.
Hayat felsefesini ''Müzik benim için yaşama bir haykırış'' olarak özetleyen genç müzisyen.''...kendimi şarkılarla anlatmaya çalışıyotum,hayattan beklentilerimi yazdığım mısralarla özetliyorum''... diyerek anlatıyor albüm çıkarma ve müzik yapma nedenini.
26yaşındaki Diyar'ın müziğe ilgisi çok genç yaşta başlamasına rağmen, ailesinin onu başka hedeflere doğgru yönlendirmesiyle isteklerini tam anlamıyla gerçekleştiremiyor.Diyar ailesinin daha çok para kazanmak ve daha iyi şartlarda yaşama isteğiyle Türkiye'den, sevdiklerinden uzak bir yaşamı tercih etmek zorunda kalmış.
''Babamın amacı daha çok para kazanmaktı, daha iyi yaşamak,daha iyi koşullarda bir yaşam sürmek...Babam hep benimde kendisi gibi olmamı istedi.Sana bir kebab dükkanı açayım, sende çalış derdi. Bizi seviyor,bize değer veriyordu;ama benim istedigim hayat, olmak istediğim yer bu dedğildi...Sadecec ailem hayatı benim gördüğüm gibi görmüyor,yapmak istediklrime anlam veremiyordu.Aramızdaki uçurum iste bundan kaynaklanıyordu.Benim istedigim hayat,ailemin tercih ettiğinden her zaman çok farklı oldu.Onların boş işler dediği şey,benim yaşamımın odak noktasıydı,yani müzikti...''
''Kendi yolumu çizdim''
Ne pahasına olursaolsun kendi çizdiği yoldan gitmeye karar vermiş Diyar ve kendini adadığı sanat yolculuğuna çıkmış.Diyar, sanat dünyasına yabancı değil. Sahne tozu yutmuş insanlardan biri.Kamera arkası,film seti,sahne arkası hepsine alışkın.20yaşından beri bu işin içinde. Profosyenel biroyunculuk ajansına üye.Tam 5yıldır televizyonların en begenilen dizilerinden ''The Bill''de rol alıyor.İngiltere'dee yayınlanan çok sayıda dizi ve reklam filmlerinin dışında çok önemli Hollywood filmlerinde de küçük rollerde yer alıyor.
Peki ya müzik... Müzik yolculuguna başlamak istemesinin sebebi de aslında buydu Diyar'ın.Yıllardır gerçekleştirmek istediklerini müzikle hayata geçirmek. Diyar, arkadaş gruplarında söylediği şarkılarla sesinin güzelliğinin fark edilmesinin ardından üzerinde daha fazla çalışmaya karar vermiş.Müziklerin üzerine şarkı yazmaya başlamış genç müzisyen. Yazdıkça bugüne kadar yaşadıklarını,başından geçenleri,özlemini,isyanını satırlara birer birer döktüğünü fark etmiş...